İzmit Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili Nazım Gençtürk gündem dışı söz aldığı meclis toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; “
Bir emekli öğretmen çocuğu, bir özel okul öğretmeni kardeşi, bir ilkokul öğrencisi velisi, kendisi de yüksek lisans öğrencisi bir meclis üyesi olarak 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı Başlarken Okulların ve Eğitimin Güncel Durumuna dair bir değerlendirme yapmak için gündem dışı söz aldım.
“OKULLAR İHTİYAÇLARI KARŞILAYAMIYOR”
Dün okul öncesi ve birinci sınıf öğrencilerimiz için okullarımızda 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk ders zili çaldı. Önümüzdeki hafta tüm öğrencilerimiz okula dönmüş olacaklar. Ne yazık ki 22 yılda eğitim sistemimizin getirildiği durum itibariyle; Okullarımız; öğrencilerimizin, velilerimizin, öğretmenlerimizin, yöneticilerimizin ve eğitim çalışanlarının heyecanlarını, isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılamaya hazır değil.
“TÜM UZMANLAR KARŞI ÇIKIYOR”
Bu yıl 1., 5. ve 9. sınıf öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bir eğitim programı olmaktan öte iktidarın çağdışı eğitim manifestosu olma niteliğini taşıyan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile döneme başlıyorlar. İhtiyaç analizi ve pilot çalışması yapılmamış, hazırlanma ve onaylanma süreci katılımcı ve şeffaf yürütülmemiş, kaynakçası, bilimsel dayanakları ve yazarları belli olmayan, tüm uzmanların karşı çıkmasına rağmen onaylanan bir model.
“YANLIŞTAN DÖNÜLECEĞİNİ UMUT EDİYORUZ”
Bu modele karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açtık. Umarım bu yanlıştan bir an önce dönülecektir. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin vakti ve emeği iktidarın siyasi hırsları nedeniyle daha fazla ziyan edilmeden bir an önce bu yanlıştan dönüleceğini umut ediyoruz.
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ KANUNU
Öğretmenlerimiz bir yandan AKP iktidarının eğitimde yarattığı tahribatla mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da kendi haklarına yapılan bir saldırıyla karşı karşıyalar. Geçtiğimiz yasama döneminde alelacele hazırlanıp meclise sunulan ve yine oldubittiye getirilmek istenen Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi, partimizin milletvekillerinin gösterdiği başarılı muhalefet sonucunda görüşmeler Ekim ayına ertelenmiştir. Teklif öğretmenlik mesleğini düzenleyecek nitelikte değildir; yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek için hazırlanmıştır.
“ÖĞRETMENLERİN DİPLOMASI ÇALINIYOR”
Öğretmenlerin hakları tanımlanmamış, diğer eğitim çalışanlarıyla ilgili bir düzenleme yapılmamış, özel sektörde çalışan öğretmenlere yer verilmemiş, basamaklandırma sistemine çözüm sunulmamıştır. Amaç öğretmenlik mesleğinin itibarını yükseltmek, öğretmenlerimizin ve eğitim bileşenlerinin haklarını tanımlamak değil, öğretmenlerin diplomasını çalmaktır.
“AÇIK EMEK SÖMÜRÜSÜYLE KAPATILIYOR”
Üstelik bu yıl okullarımız öğretmen ataması yapılmadan açılıyor. Bakanlık mülakat sonuçların açıklamayarak ve öğretmenlerin atamasını gerçekleştirmeyerek, yalnızca öğretmenleri değil, öğrencilerimizi de mağdur ediyor. Öğretmen açığı ücretli öğretmenlik adı altındaki emek sömürüsüyle kapatılmaya çalışılıyor.
“TEMİZ İÇME SUYU BİLE SAĞLANAMIYOR”
Öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkı ve öğretmenlerimizin özlük haklarının dışında okullarımızın durumu da ne yazık ki içler acısıdır. 22 yıllık AK Parti iktidarı çocuklarımıza okullarımızda bir öğün yemek veremediği gibi pek çok okulda bir bardak temiz içme suyu bile sağlayamamaktadır.
“DEVLET OKULLARI ÖZEL OKULA DÖNÜŞTÜ”
İzmit Belediyesi ve Fatma Kaplan Hürriyet gibi CHP’li belediyelerin ve başkanların kendi sınırlı imkânlarıyla en azından dezavantajlı bölgelerdeki okullarda öğrencilere bir öğün sağlıklı yemek verme isteğinin karşısına ise türlü bürokratik engeller çıkarılıyor. Okullarımız çocuklarımız için güvenli ve sağlıklı yerler olmanın çok uzağında. Kamusal, parasız ve eşit eğitim bitirilmiş, devlet okulları ailelerden alınan katkı payları sayesinde ayakta kalmaya çalışan özel okullara dönüşmüştür.
“OKULLAR MASRAFLARINI KARŞILAYAMIYOR”
Devlet yalnızca okulun binasını sağlayan, öğretmen maaşlarımı yeren, elektrik, su ve yakacak masrafını karşılayan konumdadır. Temizlik ve güvenlik görevlisinin maaşından boya badanaya, çatı tamirinden sınıfların bakımına, kırtasiye malzemelerinin ve temel hijyen malzemelerinin alımına dek diğer tüm konularda okullar neredeyse özelleştirilmiş durumdadır.
“SAĞLIKSIZ VE HİJYENDEN YOKSUN”
Ailelerin katkı payı veremediği, yoksul bölgelerdeki okullarımız ve çocuklarımız, güvensiz, sağlıksız ve hijyenden yoksun okul binalarında eğitim almak zorunda bırakılmıştır. Mevcut iktidarın eğitim sistemini getirdiği noktada, eğitim piyasalaşmış, özel okullar sistematik olarak desteklenirken; nitelikli eğitim her çocuk için bir hak olmak yerine ailesinin imkânları el veren çocukların erişebildiği bir imtiyaz haline gelmiştir.
MESLEK LİSELERİNİN DURUMU
Mesleki ve teknik eğitimin itibarı giderek zedelenmiş, eğitimin niteliği düşürülmüş, bu okullar öğrenciler tarafından tercih edilmez hale gelmiştir. Mesleki ve teknik eğitim kurumları sosyoekonomik olarak dezavantajlı kesimlerden gelen akademik başarısı düşük öğrencilerin tercih ettiği okullar haline gelmiştir.
9 ÇOCUK İŞ CİNAYETİNDE HAYATINI KAYBETTİ
“4 gün işe 1 gün okula” diye yoksul ailelerin çocuklarına tek alternatif haline getirilen MESEM’ler çocuklarımızın devlet eliyle ucuz ve güvencesiz işgücü olarak kullanıldığı, çocuklarımızın yaralandığı ve öldüğü bir projeye dönüşmüştür. İSİG meclisi verilerine göre, 2024 yılının ilk 7 ayında MESEM programı kapsamında 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.
“MİLYONLARCA LİRALIK VURGUN YAPTILAR”
Hepinizin malumu olduğu üzere MESEM’lerin karnesinde sadece çocuk ölümleri yok. Öyle bir eğitim programı yarattılar ki; yöneticisinden bürokratına, gazetecisinden siyasetçisine kadar devlet eliyle, devletin programını kullanarak devleti dolandırdılar. Çocuk işçilere ölüm reva görülürken milyonlarca liralık vurgun yaptılar.
“LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİMDEN UZAKLAŞILDI”
Konuşmuyoruz diye takip etmiyoruz sanılmasın. Cumhuriyet Halk Partisi yetimin hakkını kimsede bırakmaz.22 yıllık AKP dönemi iktidarı genel olarak Cumhuriyetle ve onun ulusal egemenlik anlayışıyla savaş halinde geçmiştir. Laik ve bilimsel eğitimden giderek uzaklaşılmıştır. Yönetici kadrolar devletin çalışanı değil AKP’nin çalışanı haline getirilmiştir.
“EĞİTİM DİNSELLEŞTİRİLDİ”
Liyakatsiz kadrolaşma, mevzuat ve program değişiklikleri, protokol ve özel teşviklerle dini tarikatlarla ilişkili vakıf ve derneklerin eğitimin paydaşı yapılması, Diyanet İşleri Başkanlığının eğitim-öğretim faaliyetlerinin daha fazla içine alınması yoluyla eğitim dinselleştirilmiştir.
“MUSTAFA KEMAL EĞİTİME ÖNEM VERMİŞTİR”
Tüm kademelerde, tüm paydaşlar için eğitim, her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürülmüştür. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında, Eskişehir’de Kütahya’da cephede yara alınmış, Sakarya Meydan Muhaberesine hazırlanırken dahi Maarif Kongresini toplayarak nitelikli ve disiplinli bir eğitimin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.
“EĞİTİMİ LİYAKATLİ ELLERE TESLİM EDECEĞİZ”
Bizler de O’nun izinde; Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine uygun olarak iktidarımızda eğitimi bilime ve liyakatli ellerle teslim edeceğiz. Eğitime yeterli bütçe ayrılacak ve sorunlar çözülecektir. Belediyelerimizde gerçekleştirilen başarılı projeler iktidarımızda yapacağımız işlerin habercisi niteliğindedir.”